Yazı Hakkında
Kategoriler
Yaklaşan Etkinlikler
Mindfulness, Türkçe ’ye bilinçli farkındalık olarak çevrilen bu kelime, bir cümle ile anlatılamayacak kadar çok derin ve kapsamlı bir olma halini tarif eder. Mindfulness bir yaşam biçimi halidir. Mindfulness nedir? diye sorulduğunda bunu en güzel anlatan Victor Frankl’in bir ifadesinden yararlanmak ve buradan dünyaya çok şey katmış bu değerli insana saygılarımı göndermek istiyorum. “Uyaran ile tepkim arasında bir boşluk vardır. O boşlukta cevabımı seçme gücüm var. Cevabımın içinde ise gelişimim ve özgürlüğüm yatar.”
Yaşamda sürekli dış uyaranlar ve bu uyaranlara içeriden gelen reaksiyonlar arasında bir ilişki ve denge arayışı içinde yaşarız. Frankl’ın de dediği gibi dışarıdan gelenle içeriden gelen arasında gözle görülmeyen, ancak bir filmi yavaş çekimde seyrettiğin zaman algılayabileceğin bir boşluk vardır gerçekte. Mindfulness, bilinçli farkındalık hali, bizim o boşluğu görmemizi sağlar. Zihnimizin o boşluğu kaosun ortasında bile algılayabilme becerisini geliştirmemizi destekler. Lakin çoğumuzun zihni bizi o anlık boşluğu algılamaktan kolaylıkla alı koyar ve çok hızlıca öğrendiğimiz tüm eski şartlanmalara dikkatimizi bir mıknatıs gibi çeker. Ve bizler hızlıca eski kalıplaşmış düşüncelerimize ve onlarla oluşan duygularımızın etkisine kapılıp benzer davranışları sergileriz. Eğitimli bir zihin bu eski işe yaramayan döngüleri fark eder ve mindful bir yaşam yaşamamızı sağlar.
Eğitimli bir zihin olaylara eşit mesafe ile bakabilen, an ve an yargılarını fark ederek yargılarının ötesinden şahit ve dahil olduğu süreçleri algılayabilen bir zihindir. Bu hal güçlü bir farkındalık kası gerektirir. Mindfulness zor bir hal değil, mindful olmayı pratik etmek kısacası mindful olmayı hatırlaması zor olabilir. Tam da burada Mindfulness kelimesinin eski Pali dilinde “Sati” yani “Hatırlamak” anlamına geldiğini söylemek isterim.
Yeninden ve yeniden her unuttuğumuzda hatırlamak.
NEYİ hatırlamak?
Yargısızlığı an ve an yeniden bilinçli bir seçimle olana olduğu gibi bakabilme becerimizi kullanmayı hatırlamak. Bu bahsettiğim bir eylemden öte, sadece bir olma halidir. Davranışlarımızdan önce zihnimizin bir oluş halidir. Zihnin default moodda ki davranışlarından çıkması ve dikkatini bilinçli bir şekilde bir yerde tutması ve o an içinde ortaya çıkan tüm yargılarının ötesinden bakabilmesi mindful olmanın bir tanımıdır diyebiliriz. John Kabat Zinn Mindfulness kelimesini tanımlarken “dikkati bilinçli olarak şimdiki ana vermek ve yargısızca an be an deneyimin göz önüne serilmesinden doğan farkındalıktır” der. Buradaki kilit kelimeleri fark etmişsinizdir.
“Yargısızlık, dikkatimiz , bilinçli bir seçimle, an ve an, farkındalık”
Şimdi Victor Frankl’in örneğine geri dönersek ve onu yaşamdan bir örnekle netleştirirsek; gün içinde bir anda ofiste bir iş arkadaşınız hızlıca patronun odasından çıktığını ve koridorda size ilerlediğini görüyorsunuz ve siz de kahve makinasının yanında ayakta kahvenizi yudumlarken ona doğru hamle yapmanıza rağmen yanınızdan hızlıca size bakmadan geçiyor. O an donup kalıyorsunuz. Ona söylemek istediğiniz çok güzel bir haberiniz vardı ve O da bu haberi beklediğinizi biliyordu lakin yanınızda durmadı bile.
- Hemen kızar bozulursunuz ve ona sitem etmek için ararsınız
- Merak edersiniz, bir derdi var dersiniz
- Tüm geçmişte benzer durumları, hareketleri zihninizde hatırlar, bağlantılar kurar, anlamlar yüklersiniz olanlara.
Bu alternatif davranışları sonsuza kadar devam ettirebiliriz. Çünkü hepimiz kendi algımızın şartlanmalarına göre ve o anki ruh halimize göre bu davranışı yorumlar ve reaksiyon veririz. Sonsuz olasılıklar denizinden o anki ruh halimize göre, eski birikmiş deneyimlerimize göre, şartlanmalarımıza göre bir anlam yükler ve varsayım yaparız o deneyimle ilgili.
Mindful olmak ise bu durumda tüm zihin kalıplarımızı ve seslerimizi fark etmek ve onların ötesinden bakabilmek demektir. Dikkatimizi bilinçli bir şekilde o anda olan olaya, kendimize, bedenimize, hislerimize, düşüncelerimize, karşımızdakine yönlendirmek ve herhangi bir varsayıma gelmeden önceki o boşluğun enginliğini, şefkatini, derinliğini ve sonsuz olasılıkları barındırdığını hatırlamak, farkında varmak mümkündür ve işte o an o boşluğu yakaladığımızda tüm bizi geliştirecek seçimlerimiz orada olduğunu fark ederiz. Bu seçimlerimiz ise bize özgürlüğümüzü deneyimletirir. Zihnimin esiri olmadığını karşının davranışlarının benim reaksiyonlarımı belirlemediğini, düşünce ve duygularım üzerinde karşı tarafın gücü olmadığını hatırlatır.
İşte bu yüzden mindfulness bir hatırlama ve yaşama sanatıdır. An ve an yargısızca dikkatimizi olana verirken bizim içimizde ortaya çıkan farkındalık halinin gücünü hatırlayabilme sanatıdır. Herkesin muhakkak deneyimleyebileceği bir haldir. Büyük usta TNH söyle der, “Mindfulness bir tohumdur. Aynı içimizdeki şefkat, bilgelik, öfke, acı tohumları gibi. Hangi tohumu daha çok sularsak onun büyüdüğünü deneyimlersiniz.”
Siz her an içinizdeki hangi tohumu sulamayı seçiyorsunuz?
Sevgi ile kalın,
Raquel Habib
Nefes ve Farkındalık Koçu
Meditasyon ve MBSR Eğitmeni